düşünmeden

listen to the pronunciation of düşünmeden
Турецкий язык - Английский Язык
without thinking

I never see her without thinking of her mother. - Onu annesini düşünmeden asla görmem.

Tom acted without thinking. - Tom düşünmeden hareket etti.

recklessly
off the cuff, without thinking
by rote
irrespective of
impulsively
without thinking, without thought of, impulsively
rashly
out of hand

I told him about my ideas but he dismissed them out of hand. - Ben fikirlerimi anlattım fakat o düşünmeden reddetti.

unintentionally
without thought
lightly

Don't behave lightly. - Düşünmeden hareket etme.

off the cuff
incautiously
offhand

I cannot answer your request offhand. - Talebinize düşünmeden yanıt veremem.

rote
incautious
rash
düşünmeden hareket eden
impulsive
düşünmeden yapılan
spontaneous
düşünmeden girişmek
rush
düşünmeden girişmek
rush into
düşünmeden hareket etme
impulsiveness

Impulsiveness is the devil. - Düşünmeden hareket etmek şeytandır.

düşünmeden karar veren kimse
rubber stamp
düşünmeden söylemek
blurt out
düşünmeden söylemek
blunder
düşünmeden söylemek
to blurt sth out
düşünmeden söylenmiş
unconsidered
düşünmeden söylenmiş ya da yapılmış
careless
düşün
{f} think

I think he is a doctor. - Onun bir doktor olduğunu düşünüyorum.

Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it. - Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.

düşün
think of

What do you think of modern art? - Modern sanat hakkında ne düşünüyorsunuz?

Every time I hear that song, I think of my high school days. - O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.

düşün
thought

She is very thoughtful and patient. - O çok düşünceli ve sabırlı.

She put down her thoughts on paper. - Düşüncelerini kağıda döktü.

düşün
ponder

Tom was probably pondering something. - Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.

We all pondered over what had taken place. - Hepimiz ne olduğunu düşünüp taşındık.

düşün
turn over
düşün
{f} pondering

Tom was probably pondering something. - Tom galiba bir şeyler düşünüp duruyordu.

düşün
{f} thinking

I can not hear that song without thinking of my high school days. - Lise günlerimi düşünmeden o şarkıyı dinleyemem.

The confused mind is the mind that, thinking something over, congeals in one place. - Karışık akıl, bir şeyi aşırı düşünen, bir yerde pıhtılaşan akıldır.

düşün
{f} picturing
düşün
cogitate
düşün
cast about
düşün
ponder of
düşün
contemplate

The doctor contemplated the difficult operation. - Doktor zor operasyonu düşünüp taşındı.

Do you believe that elephants can contemplate life after death? - Fillerin ölümden sonra hayat düşünebileceklerine inanıyor musunuz?

düşün
meditate

I'm trying to meditate. - Düşünmeye çalışıyorum.

I often meditate on the meaning of life. - Ben sık sık yaşamın anlamı üzerinde düşünürüm.

düşün
{f} deliberate

The jury deliberated for three days. - Jüri üç gün boyunca düşündü.

Do you think that was deliberate? - Onun kasıtlı olduğunu düşünüyor musun?

düşün
think up
düşün
idea

With Renaissance, scholastic ideas gave place to positive ideas. - Rönesans ile skolastik düşünce yerini pozitif düşünceye bırakmıştır.

I have no idea what that guy is thinking. - Bu adamın ne düşündüğü hakkında hiçbir fikrim yok.

düşün
concept
düşün
product of the mind
düşün
excogitate
düşün
considering

I'm considering going with them. - Onlarla gitmeyi düşünüyorum.

His suggestion is worth considering. - Onun önerisi düşünmeye değer.

düşün
considered

Have you ever considered majoring in economics at college? - Üniversitede iktisat bölümünde uzmanlaşmayı hiç düşündünüz mü?

Tom considered his options. - Tom seçeneklerini düşündü.

düşün
thinkup
sonunu düşünmeden
hit or miss
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение düşünmeden в Турецкий язык Турецкий язык словарь

düşün
Duyularla değil, zihnî olarak tasarlanan, biçim verilen, canlandırılan nesne veya olay, fikir, ide