Siz pratikte ailesiniz.
 - You're practically family.
Tom hemen hemen herkesten nefret ediyor.
 - Tom hates practically everyone.
İş hemen hemen tamam.
 - The job is practically done.
Ben pratik olarak yetişkinim.
 - I'm practically an adult.
Tom Jackson bu kasabayı pratik olarak inşa etti.
 - Tom Jackson practically built this town.
Tom neredeyse her gün yüzer.
 - Tom swims practically every day.
Tom neredeyse beni bir vatan haini olmakla suçladı.
 - Tom practically accused me of being a traitor.
Din çok bireyseldir. Neredeyse herkesin gerçekten kendi dini vardır. Dindeki bütünlük bir kurnazlıktır.
 - Religion is very personal. Practically everyone has really his own religion. Collectivity in religion is an artifice.