bulaşmış

listen to the pronunciation of bulaşmış
Турецкий язык - Английский Язык
involved
immersed
entangled
contaminated
infected

Dan killed all the infected sheep. - Dan hastalık bulaşmış tüm koyunları öldürdü.

What's wrong with Tom? His computer is infected with a virus. - Tom'un sorunu ne? Onun bilgisayarına virüs bulaşmış.

bulaş
infect

Tom's enthusiasm is infectious. - Tom'un coşkusu bulaşıcıdır.

My doctor told me that I had contracted a sexually transmitted infection. - Doktorum bana cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyona yakalandığımı söyledi.

gaz bulaşmış
gassed