Öncelikle amaçlarla ilgili bir anlaşmaya varmamız gerekiyor. Sonrasında her şeyin ne kadar tutacağını ve nasıl ödeyebileceğimizi konuşabiliriz.
- Wir brauchen zuerst einmal eine Vereinbarung über Ziele. Danach können wir darüber reden, was alles kosten wird und wie wir es bezahlen können.
Bunu hemen yapmanız gerekmiyor.
- Sie brauchen das nicht sofort zu machen.
Gümrük memurları kutuları inceledi.
- The customs officials examined the boxes.
Bir gümrük görevlisi, bavulumu açmamı istedi.
- A customs official asked me to open my suitcase.
Dünün ahlak bozuklukları yarının adetleridir.
- Yesterday's vices are tomorrow's customs.
Tüm insanlar arkadaş olabilir, dilleri ve adetleri farklı olsa bile.
- All people can become friends, even if their languages and customs are different.
Onlar bizim törelerimize henüz alışkın değil.
- They are not used to our customs yet.
Toplumsal düzen doğadan gelmez. Gelenekler üzerine kurulmuştur.
- Social order does not come from nature. It is founded on customs.
Evlilik gelenekleri ülkelere göre değişir.
- Marriage customs differ by country.