Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

boundary, land in a boundary

listen to the pronunciation of boundary, land in a boundary
Английский Язык - Турецкий язык

Определение boundary, land in a boundary в Английский Язык Турецкий язык словарь

mark
nişane
mark
damgasını vurmak
mark
belirteç

Ben gerçekten şimdiye kadar bunun hakkında hiç düşünmedim ama otobandaki şerit belirteçleri şaşırtıcı biçimde uzun. - I never really thought about this until now, but the lane markers on the freeway are surprisingly long.

mark
lekelemek
mark
not

O, bütün dersi ezberleyerek tam not aldı. - She got full marks by memorizing the whole lesson.

O, İngilizce tam not aldı. - He got full marks in English.

mark
mark
mark
nişan

Tom mükemmel bir nişancıdır. - Tom is an excellent marksman.

Tom uzman bir keskin nişancıdır. - Tom is a proficient marksman.

mark
{f} işaretle

Öğretmen kağıtları işaretlemekle meşgul. - The teacher is busy marking papers.

Sığırlar damgalarla işaretlenirler. - The cattle are marked with brands.

mark
göstermek

Öğretmen onun yok olduğunu göstermek için onun adının yanına bir işaret koydu. - The teacher put a mark next to his name to show that he was absent.

mark
damgalamak
mark
{f} işaretlemek

Öğretmen kağıtları işaretlemekle meşgul. - The teacher is busy marking papers.

Bizim ve komşunun avlusu arasındaki sınırı işaretlemek için bir çit vardır. - There is a fence marking the boundary between our yard and the neighbor's.

mark
a bad mark kırık not
mark
mevzudan dışarı
mark
{f} damga vurmak, damgalamak
mark
kâfi derece
mark
{i} leke; çizik. 9
mark
(Askeri) PARLAK NOKTA: Kara ve deniz topçu desteğinde, hedef üzerindeki optimum aydınlatma anını belirlemek için gözlemci/belirleyici tarafından aydınlatma fişeklerini ateşlemede yapılan rapor
mark
{i} norm, standart
mark
{i} im
mark
not beside the mark konu dışı
Английский Язык - Английский Язык
mark

historical A common, or area of common land, especially among early Germanic peoples.

boundary, land in a boundary
Избранное