boğulanlar

listen to the pronunciation of boğulanlar
Турецкий язык - Английский Язык
drowning victims
boğ
deaden
boğ
{f} strangled

They say that Tom strangled Mary to death. - Onlar Tom'un Mary'yi öldüresiye boğduğunu söylüyor.

The postmortem showed that she had been strangled. - Otopsi onun boğarak öldürüldüğünü gösterdi.

boğ
suffocate

Many of the victims either burnt to death or suffocated. - Kurbanların çoğu ya yanarak ya da boğularak öldü.

She suffocated him with a pillow. - O, onu bir yastıkla boğdu.

boğ
{f} strangling

Sami started strangling Layla. - Sami, Leyla'yı boğmaya başladı.

boğ
strangle

I didn't strangle him. - Onu boğmak istiyorum.

I didn't strangle Tom. - Tom'u boğarak öldürmedim.

boğ
{f} choking

Tom is choking to death. - Tom boğularak ölüyor.

Tom grabbed Mary by the throat and started choking her. - Tom Mary'yi boğazından yakaladı ve onu boğmaya başladı.

boğ
asphyxiate
boğ
{f} throttle
boğ
scrag
boğ
choked

She choked him with her bare hands. - O, çıplak elleriyle onu boğdu.

Tom grabbed Mary by the throat and choked her. - Tom Mary'yi boğazından yakaladı ve onu boğdu.

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение boğulanlar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

boğ
Hediye, armağan, bahşiş
boğ
Sofra bezi