bleistift

listen to the pronunciation of bleistift
Немецкий Язык - Турецкий язык
e {'blayştift} r kurşunkalem
[der] kurşunkalem
e. r. 'blayştift kurşunkalem
resim fırçası
kurşun kalem
Английский Язык - Турецкий язык

Определение bleistift в Английский Язык Турецкий язык словарь

Связанные Термины

pencil
kurşunkalem

Bana başka bir kurşunkalem alabilir misin? - Can you get me another pencil?

Onun biri uzun ve diğeri biri kısa iki tane kurşunkalemi vardır. - He has two pencils. One is long and the other one is short.

pencil
{f} kurşunkalemle yazmak/çizmek
pencil
pencil sharpener kalemtıraş
pencil
renkli kurşun kalem ile boyamak
pencil
edeb
lead pencil
kurşunkalem
pencil
karataş
pencıl
kalem

Bir kurşun kalemin var mı? - Do you have a pencil?

Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu. - This pencil cost me at least a hundred bucks.

pencil
(isim) kurşunkalem, karakalem, kalem, küçük resim fırçası, makyaj kalemi
pencil
{f} kalem ile makyaj yapmak
pencil
{f} karakalem ile çizmek
pencil
{f} kurşunkalemle yazmak
pencil
{i} karakalem
pencil
{i} küçük resim fırçası
pencil
kurşunkalemle çizmek
Немецкий Язык - Английский Язык
pencil
lead pencil
pencıl

The boy liked to keep his pencils sharp. - Der Junge achtete darauf, dass seine Bleistifte gespitzt waren.

Do you have a pencil about you? - Hast du einen Bleistift dabei?

pencilled

Связанные Термины

(mit Bleistift) hingekritzelte Kommentare
pencilled comments
Stummel Bleistift- / Kerzen-
stub
an der Wand mit Bleistift eine Linie ziehen
to mark a line on the wall with a pencil
einen Bleistift spitzen
to sharpen a pencil
elektronischer Bleistift
light pen
elektronischer Bleistift
pointing device
elektronischer Bleistift
selector pen
elektronischer Bleistift
pick device
elektronischer Bleistift
electronic pencil
etw. (mit einem Bleistift) kritzeln
to scribble something in pencil
etw. (mit einem Bleistift) kritzeln
to pencil something
gespitzt (Bleistift)
sharpened (pencil)