I'll travel across Europe by bicycle this summer.
- Bu yaz Avrupa'ya bisiklet ile seyahat edeceğim.
Is this your bicycle?
- Bu senin bisikletin mi?
You stole my bike, and now I'm going to break your face.
- Bisikletimi çaldın ve şimdi ben senin ağzını burnunu dağıtacağım.
I fixed the bike yesterday.
- Dün bisikleti tamir ettim.
Sometimes I walk home from work and sometimes I cycle, because I live close to where I work.
- Bazen işten eve yürürüm ve bazen bisiklet sürerim, çünkü çalıştığım yer oturduğum yere yakın.
It was below zero this morning, but I cycled to school.
- Bu sabah sıcaklık sıfırın altındaydı ama okula bisikletle gittim.
I took the wheels off my bicycle.
- Bisikletimden tekerleri çıkardım.
Tom can't ride a bicycle very well yet, so his bicycle has training wheels.
- Tom henüz bisiklete çok iyi binemiyor, bu yüzden onun bisikletinin eğitim tekerlekleri var.
Wherever you go, you see a lot of bicycles left on sidewalks near stations.
- Nereye giderseniz gidin, istasyonların yanında kaldırımlar üstünde bırakılmış çok sayıda bisiklet görürsünüz.
Bicycles are tools for urban sustainability.
- Bisikletler kentsel sürdürülebilirlik için araçlardır.