Arkadaşlarıma ihanet etmektense ölmeyi tercih ederim!
- I'd rather die than betray my friends!
Çevirmek ihanet etmektir.
- To translate is to betray.
O, memleketine ihanet etti.
- He betrayed his country.
İnsan arkadaşlarına ihanet etmemeli.
- One shouldn't betray one's friends.
Bu rapor, onun ihanetini doğruluyor.
- This report confirms his betrayal.
Bu dünyadaki tüm ihanetler beni korkutuyor.
- All the betrayals in this world scares me.
Çok ihanete uğramış hissediyorum.
- I feel very betrayed.
Mary kendini ihanete uğramış ve aşağılanmış hissetti.
- Mary felt betrayed and humiliated.
Güvendiğim adam bana ihanet etti.
- The man I trusted betrayed me.
Biz ona bir kahraman dedik ama o bize ihanet etti.
- We called him a hero, but he betrayed us.