bestimmter bereich

listen to the pronunciation of bestimmter bereich
Английский Язык - Турецкий язык

Определение bestimmter bereich в Английский Язык Турецкий язык словарь

area
alan

Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş. - The playground is divided into three areas by white lines.

Burada oturanların bu alandan geçmelerine izin verilmedi. - It was not permitted that the inhabitants trespass in the area.

area
{i} bölge

O, kısa bir süre o bölgede kaldı. - She stayed in that area for a short while.

Bölgenizdeki ortalama bir evin değeri nedir? - What is the value of an average home in your area?

area
saha

Bu alan, bir futbol sahası kadar büyük. - This area is as big as a football pitch.

Ürünlerin için bir konferans salonu sahası kurmak istiyorsan lütfen bana hemen bildir. - Please let me know immediately if you would like to set up an area of the conference room for your products.

area
civar

Bu civardaki en başarılı askerin adını biliyor musun? - Do you know the name of the most successful military man from this area?

Bu civardaki alan bombalandı. - The area around here was bombed.

area
yöre
area
(Matematik) yüzölçü
area
yüzey
area
boşluk
area
(İnşaat) alan, yer
area
{i} 1. alan, saha; bölge, mıntıka; civar, yöre: We will use that meadow as a parking area. O çayırı park alanı olarak kullanacağız. There are a
area
{i} harekât bölgesi
area
(Anatomi) alan,saha örn: area poplitea
area
mesaha
area
{i} bodrum girişi
area
{i} yüzölçümü
area
alan, saha; bölge, mıntıka; civar, yöre: We will use that meadow as a parking area. O çayırı park alanı olarak kullanacağız. There are a
Немецкий Язык - Английский Язык
pocket
area