Birkaç kız kapının yanında duruyor.
- Several girls are standing beside the gate.
Masanın yanındaki ne?
- What's beside the desk?
Senin yanına oturabilir miyim?
- Can I sit beside you?
Tom Mary'nin yanına oturdu.
- Tom sat down beside Mary.
Tom ve Mary'nin dışında odada hiç kimse yoktu.
- There was no one in the room besides Tom and Mary.
Tom'un dışında birinin o işi almayı istemesi pek olası değil.
- It's unlikely that anyone besides Tom would consider taking that job.
Tom'un dışında başka biri var mıydı?
- Was there anybody else besides Tom?
Mary'nin İsa dışında başka çocukları var mı?
- Did Mary have any other children besides Jesus?
What Tom said was besides the point.
- What Tom said was beside the point.
That is beside the point.