Your plan seems better than mine.
- Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor.
Your ideas are different from mine.
- Senin fikirlerin benimkinden farklı.
This watch of mine never stops.
- Benim bu saatim asla durmaz.
Tom is a friend of mine.
- Tom, benim bir arkadaşımdır.
It is easy for me to read this book.
- Bu kitabı okumak benim için kolay.
It's too hard for me.
- Bu benim için çok zordu.
I made this clothing myself.
- Bu giysiyi ben kendim yaptım.
I bought this book for myself, not for my wife.
- Ben bu kitabı karım için değil, kendim için satın aldım.
In that respect, my opinion differs from yours.
- O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.
My dog is almost half the size of yours.
- Benim köpeğim neredeyse boyunuzun yarısı kadar.
Tom is young, rich, spoiled and egocentric.
- Tom, genç, zengin, şımarık ve benmerkezcidir.
The human is an egocentric animal.
- İnsan benmerkezcil bir hayvandır.
Each molecule in our body has a unique shape.
- Vücudumuzdaki her molekülün benzersiz bir şekli vardır.
She had a mole on her face.
- Onun yüzünde bir ben var.
O utanç içinde başını eğdi.
- She bent her head in shame.