begreifend

listen to the pronunciation of begreifend
Английский Язык - Турецкий язык

Определение begreifend в Английский Язык Турецкий язык словарь

seeing
dolayı

Kötü havadan dolayı şehrin görülmeye değer yerlerini görme fikrinden vazgeçtim. - I gave up the idea of seeing the sights of the city because of the bad weather.

seeing
bağ. (that) -eceğine göre; -diğine göre; hazır ...; madem, mademki: Seeing you're going to get her mail, would you mind getting mine too
recognising
kabul ederek
recognizing
tanıma

Tom onu tanımadan Mary'nin yanından geçti. - Tom walked right past Mary without recognizing her.

Elbette, ortak insanlığımızı tanıma sadece bizim görevin başlangıcıdır. - Of course, recognizing our common humanity is only the beginning of our task.

conceptive
anlaşılır
conceptive
anlayan
conceptually
kavramsal olarak
seeing
{f} gör

Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı. - The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door.

Aşk onu rüyalarında görmektir. - Love is seeing her in your dreams.

conceptually
kavramsal
seeing
görüyorum

O kızı görüyorum.

Hâlâ Tom'u görüyorum. - I'm still seeing Tom.

Ben burada bir desen görüyorum. - I'm seeing a pattern here.

conceptive
{s} kavrayan
conceptive
{s} gebeliğe elverişli
conceptive
(Tıp) Döllenmeye ait
conceptive
{s} kavramsal
seeing
(isim) görme
seeing
için

Ben seni bir gelinlik içinde görmek için sabırsızlanıyorum. - I'm looking forward to seeing you in a wedding dress.

Ben kısa sürede sizi tekrar görmek için sabırsızlanıyorum. - I'm looking forward to seeing you again soon.

seeing
(bağlaç) madem, mademki
seeing
yüzünden
Немецкий Язык - Английский Язык
fathoming out
conceptually
recognizing
seeing
conceptive
realizing
fathoming
apprehending
recognising
understanding
comprehending
apprehensively
realising