Tahtada yazılı olan benim adımdı.
- Written on the blackboard was my name.
O, antlaşma yazılı olarak onaylanmalı dedi.
- He said the treaty must be approved as written.
Onun doktora tezi İngilizce yazılmak zorunda.
- Her PhD thesis has to be written in English.
Onun konuşmalarının hepsi diğer insanlar tarafından yazılmaktadır.
- Her speeches are all written by other people.
Bu şiir, orijinal olarak Fransızca yazılmıştır.
- This poem was originally written in French.
Esperanto, 28 harfli alfabe ile fonetik olarak yazılır.
- Esperanto is written phonetically with an alphabet of 28 letters.
Bu şiir, orijinal olarak Fransızca yazılmıştır.
- This poem was originally written in French.
Kitap, İspanyolca olarak yazılmış.
- The book is written in Spanish.
I can speak Japanese fairly well, but I have no understanding whatsoever of written Japanese.
... question about India and China because he's written ...
... of michael churches which is attach traffic has written on the legal ...