There are a lot of fish in the pond.
- Gölde çok sayıda balık var.
The old man caught a big fish.
- Yaşlı adam büyük bir balık yakaladı.
We are at the end of the Age of Pisces and will be entering the Age of Aquarius.
- Biz Balık Çağı'nın sonundayız ve Kova Çağına giriyor olacağız.
The twelve signs of the Zodiac are: Aries, Taurus, Gemini, Cancer, Leo, Virgo, Libra, Scorpio, Sagittarius, Capricorn, Aquarius and Pisces.
- Burçlar kuşağının on iki burcu şunlardır: Koç, Boğa, İkizler, Yengeç, Aslan, Başak, Terazi, Akrep, Yay, Oğlak, Kova ve Balık.
Almost every day he goes to the river and fishes.
- O neredeyse her gün nehire gidip balık avlıyor.
He fishes in a mountain stream.
- O bir dağ deresinde balık tutar.
She married an ichthyologist.
- O bir balıkbilimciyle evlendi.
She cooked some fish for me.
- O, benim için biraz balık pişirdi.
What about having fish for dinner?
- Akşam yemeği için balık yemeğe ne dersin?
The bad weather prevented me from going fishing.
- Kötü hava balık tutmaya gitmemi engelledi.
I went fishing last Monday.
- Geçen Pazartesi balık tutmaya gittim.
When an organization or state fails, it is the leadership that is the root cause.
bu kız balık etli.
I should've gone fishing.
- Balık avına gitmeliydim.
They met on a fishing trip.
- Onlar bir balık avı gezisinde tanıştı.
I nearly choked on a fishbone.
- Neredeyse balık kılçığı yutacaktım.
Our boat followed a school of fish.
- Bizim tekne bir balık sürüsünü izledi.
This lake abounds in various kinds of fish.
- Bu gölde çeşitli balıklar var.
This is one of the fish that Tom caught.
- Bu Tom'un yakaladığı balıklardan biri.
The pond was alive with various tiny fishes.
- Gölet çeşitli küçük balıklarla doluydu.
Such fishes as carp and trout live in fresh water.
- Sazan ve alabalık gibi balıklar tatlı suda yaşar.
If you want to stay a member of this club, you have to fish or cut bait.
- Bu kulübün bir üyesi kalmak istiyorsanız balık tutmak ya da yem kesmek zorundasınız.
Fishing is not allowed here.
- Burada balık tutmak yasak.