bahçesiz

listen to the pronunciation of bahçesiz
Турецкий язык - Английский Язык
gardenless
Without a garden
Destitute of a garden
bahçe
{i} garden

I see your cat in the garden. - Bahçede kedini görüyorum.

All the flowers in the garden are yellow. - Bahçedeki bütün çiçekler sarı.

bahçe
orchard

They stole apples from my orchard. - Bahçemden elma çaldılar.

I caught him stealing pears in the orchard. - Onu bahçede armutları çalarken yakaladım.

bahçe
quadrangle
bahçe
quad
bahçe
layout
bahçe
landscaped garden
bahçe
of or pertaining to a garden
bahçe
cultivated in a garden
bahçe
garden; park
bahçe
plot of ground for growing plants
bahçe
used in a garden
Турецкий язык - Турецкий язык
Bahçesi olmayan
Bahçe
(Osmanlı Dönemi) RAKME
Bahçe
(Osmanlı Dönemi) MAHCİR
Bahçe
(Hukuk) RAVZA
Bahçe
çipa
Bahçe
(Osmanlı Dönemi) ME'LE
bahçe
Çiçek ve ağaç yetiştirilen yer
bahçe
Sebze yetiştirilen yer, bostan
bahçe
Sebze yetiştirilen yer, bostan: "Bahçenin bir köşesinde büyük bir bostan kuyusuyla mıhlanmış bir kapı vardı."- R. N. Güntekin. Çiçek ve ağaç yetiştirilen yer: "Bir otelin ağaçlıklı, çiçeklerle süslü bahçesi önünde durmuştuk."- R. H. Karay
bahçe
(Osmanlı Dönemi) hadika