Manchester United is one of the most successful teams in both the Premier League and England.
- Manchester United, hem Premier League'de hem de İngiltere'de en başarılı takımlardan biridir.
The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful.
- Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.
Tom has what it takes to succeed.
- Tom başarılı olmak için gerekli niteliklere sahip.
If you want to succeed, use your time well.
- Başarılı olmak istiyorsanız zamanınızı iyi kullanın.
Tom is an accomplished artist.
- Tom başarılı bir ressamdır.
Tom is an accomplished artist.
- Tom başarılı bir sanatçıdır.
Queen Elizabeth had a long and prosperous reign.
- Kraliçe Elizabeth'in uzun ve başarılı bir hükümdarlığı vardı.
The king had a long and prosperous reign.
- Kralın uzun ve başarılı bir saltanatı vardı.
They did it successfully.
- Onlar bunu başarılı olarak yaptı.
Tom successfully completed the program.
- Tom programı başarılı olarak tamamladı.
You must work hard, if you want to succeed.
- Başarılı olmak istiyorsan, çok çalışmalısın.
If you want to succeed, you should work hard.
- Başarılı olmak istiyorsan, çok çalışmalısın.
You have to have a positive attitude if you want to get ahead in life.
- Hayatta başarılı olmak istiyorsan olumlu bir tutuma sahip olmalısın.