Tom wants to donate money.
 - Tom para bağışlamak istiyor.
Tom absconded with all the money donated for earthquake relief.
 - Tom deprem yardımı için bağışlanan tüm parayla birlikte kaçtı.
Tom was pardoned by the governor.
 - Tom vali tarafından bağışlandı.
Pardon the interruption.
 - Kesintiyi bağışlayın.
We must not take anything for granted.
 - Bağışlanan hiçbir şeyi kabul etmemeliyiz.
We've received just over 3,000 dollars in donations so far.
 - Şimdiye kadar bağışlarda sadece 3,000 doların üzerinde aldık.
Thank you very much for your generous donation.
 - Cömert bağışın için çok teşekkür ederim.
You want to donate money, don't you?
 - Para bağışlamak istiyorsun, değil mi?
Tom might be willing to donate some money.
 - Tom biraz para bağışlamak için istekli olabilir.
The university's endowment has decreased steadily over the last ten years.
 - Üniversitenin bağışı son on yılda giderek azalmıştır.
I'm giving my old books away.
 - Eski kitaplarımı bağışlıyorum.
Instead of giving each other Christmas presents this year, we donated the amount we would have spent on presents to a charity.
 - Bu yıl birbirimize Noel armağanları vermek yerine hediyeler için harcayacağımız miktarı hayır kurumuna bağışladık.
Tom donates half his salary to his favorite charity.
 - Tom maaşının yarısını sevdiği hayır kurumuna bağışlıyor.
How much money did Tom donate to charity last year?
 - Tom geçen yıl hayır için ne kadar bağış yaptı?
They are collecting contributions for the church.
 - Kilise için bağış topluyorlar.
The university's endowment has decreased steadily over the last ten years.
 - Üniversitenin bağışı son on yılda giderek azalmıştır.
We hope someone endows the new university building.
 - Umarım biri yeni üniversite binasına bağışta bulunur.