azal

listen to the pronunciation of azal
Турецкий язык - Английский Язык
{f} decaying
{f} diminished

The rights of every man are diminished when the rights of one man are threatened. - Bir insanın haklarının tehdit edildiğinde, her insanın hakları azaltılır.

The war diminished the wealth of the country. - Savaş ülkenin zenginliği azalttı.

fell off

Sales fell off in the third quarter. - Üçüncü çeyrekte satışlar azaldı.

tail off
{f} decrease

Production of rice has decreased. - Pirinç üretimi azaldı.

They should decrease the sugar in these muffins. - Bu kurabiyelerdeki şekeri azaltmalılar.

{f} decreasing

Our sales are decreasing. - Satışlarımız azalıyor.

Japan's consumption of rice is decreasing. - Japonya'nın pirinç tüketimi azalıyor.

fallen off
diminish

The population of this country is gradually diminishing. - Bu ülkenin nüfusu giderek azalmaktadır.

His income was diminished by half after retirement. - Emekli olduktan sonra geliri yarı yarıya azaldı.

{f} decreased

Sales have decreased these days. - Satışlar bugünlerde azaldı.

The medicine decreased his pain. - İlaç onun acısını azalttı.

fall off
mute
Английский Язык - Английский Язык
A place near the western extremity of the valley near Jerusalem
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) (Ezel. C.) Ezeller. Başlangıcı olmayan zamanlar
azal

    Расстановка переносов

    a·zal

    Произношение

    Этимология

    () From the Old Testament, "very near", "the way of escape shall be made easy."
Избранное