ausschnitte

listen to the pronunciation of ausschnitte
Немецкий Язык - Турецкий язык
özleri
Английский Язык - Турецкий язык

Определение ausschnitte в Английский Язык Турецкий язык словарь

details
teferruat
details
ayrıntılar

Tom ayrıntılara girmek için eğilimli görünmüyordu ve ben zaten bütün detayları gerçekten bilmiyordum. - Tom didn't seem inclined to elaborate and I didn't really want to know all the details anyway.

Onun tarihsel ayrıntılar hakkında büyük bir bilgi deposu var fakat hayatta onun bir işe yaradığından cidden süphe duyuyorum. - He has a great storehouse of knowledge about historical details but I seriously doubt that's of any use in life.

parts
{i} bölge

Fransızca Fransa'da ve İtalya'nın bazı bölgelerinde konuşulur. - French is spoken in France and in some parts of Italy.

Tom bu bölgelerdeki en büyük çiftliğin sahibidir. - Tom is the owner of the largest ranch in these parts.

parts
(Askeri) PARÇALAR: Bir malzeme kaleminin başlıca unsurları, aksamı veya tali komple parçaları. Parçalar; yıpranmış, hasara uğramış, kaybolmuş veya tahrip edilmiş unsurları değiştirmek suretiyle malzemeyi sağlam bir duruma getirmek için yedekte bulundurulurlar
parts
{i} parçalar

Bir bütün parçalardan oluşur. - A whole is made up of parts.

Tek parça yapmak için tüm parçaları birleştirin. - Combine all the parts to make one piece.

parts
{i} yetenek
excerpts
pasajlar
parts
{i} semt

Bir hırsızlar çetesi bu semtte çalışır. - A gang of thieves works these parts.

details
müfredat
parts
(Bilgisayar) parça

Tom bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor. - Tom is making spare parts in a car factory.

Tom pastayı üç eşit parçaya böldü. - Tom divided the pie into three equal parts.

sections
bölümler

Meryem, yolculuğun engebeli bölümlerinde destek için yürüyüş batonu kullandı. - Mary used walking poles to assist her with the uphill and downhill sections of the journey.

Немецкий Язык - Английский Язык
details
extracts
excerpts
parts
sections
necklines