Onun ona vurmasını engelleyemedik.
- We couldn't stop him from hitting her.
Tom kendini Mary'ye vurmaktan engelledi.
- Tom restrained himself from hitting Mary.
Tom, John'a vurduğu için Mary'yi suçlamadı.
- Tom didn't blame Mary for hitting John.
Tom'un Mary'ye vurduğunu gördüm.
- I saw Tom hitting Mary.
Ülkenin açılmasının Japon medeniyeti üzerinde büyük bir etkisi oldu.
- The opening of the country had a great influence on Japanese civilization.
Kedi kafeler tüm dünyada açılmaya başladı.
- Cat cafés have started opening up all over the world.