İlk önce öğretmen olduğunu sanmıştım ama değilmiş.
- At first, I thought he was a teacher, but he wasn't.
O, ona ilk önce inanmadı.
- He didn't believe it at first.
İlk olarak, her şey zor görünüyordu.
- At first, everything seemed difficult.
O, ilk olarak ondan hoşlanmadı.
- She didn't like him at first.
Önce onu erkek kardeşinle karıştırdım.
- At first, I mistook him for your brother.
Önce plandan hoşlandığımı düşündüm fakat ikinci düşünüşümde ona karşı çıkmaya karar verdim.
- At first I thought I liked the plan, but on second thought I decided to oppose it.
İlk zamanlar şüpheciydim.
- I was skeptical at first.
Tom ilk zamanlar Mary'ye inanmıyordu.
- Tom didn't believe Mary at first.
Başlangıçta, çok hızlı konuştukları zaman insanları zorlukla anlardım.
- At first, I had difficulty understanding people when they spoke too fast.
Başlangıçta stajyerler bu şirkette sakardılar.
- At first, the trainees were awkward in his company.
... They don't trust us at the very first beginning. ...
... in your case, Mr. President, is there ' should there be more? Beginning with you ' this ...