Üniversite arkadaşım terör karşıtı.
- My university friend is against terror.
Ben bu projeye karşıyım.
- I am against this project.
O, yasalara aykırıdır.
- That's against the law.
O, yasalara aykırıdır.
- This is against the law.
Avrupa para birimleri dolar karşısında zayıfladı.
- European currencies weakened against the dollar.
Yen'in dolar karşısında değer kaybetmesi bekleniyor.
- The yen is expected to lose value against the dollar.
Nükleer savaşa karşı olmak için kuantum fiziğinde bir doktoraya ihtiyacın yok.
- You don't need a PhD in quantum physics to be against nuclear war.
Avustralyalı tarihi hakkında Tom'un bildiği kadar çok bilen biriyle asla tanışmadım.
- I've never met anyone who knows as much about Australian history as Tom does.
Hangi fakülteyi seçeceği hakkında şaşırmıştı.
- He was at a loss as to which faculty to choose.
Ne olacağı konusunda çok fazla tahmin vardı.
- There was a great deal of conjecture as to what would happen.
Peşin mi ya da çekle mi ödeyeceği konusunda o hiçbir şey söylemedi.
- He didn't say anything as to whether he was going to pay in cash or by check.
Ne yapılacağına gelince hiç kimse karar veremedi.
- Nobody could decide as to what to do.
Final notuna gelince, bu senin final sınavına bağlı.
- As to your final grade, that depends on your final examination.
Sort them as to size and color.
As to your earlier question, I don't think I know the answer.