Kayalar Japon tarzı bahçede güzel biçimde düzenlendi.
- Rocks are beautifully arranged in the Japanese-style garden.
Toplantı gelecek pazar düzenlendi.
- The meeting was arranged for next Sunday.
O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.
- He contrived a means of speaking to Nancy privately.
Bizim ordu düşmana karşı bir gece baskını düzenledi.
- Our army staged a night raid against the enemy.
İki pul koleksiyoncusu bir takas düzenledi.
- The two stamp collectors arranged a trade.
Onlar bir toplantı düzenlediler.
- They arranged a meeting.