any or some; any different person, indefinitely; anyone else; someone else

listen to the pronunciation of any or some; any different person, indefinitely; anyone else; someone else
Английский Язык - Турецкий язык

Определение any or some; any different person, indefinitely; anyone else; someone else в Английский Язык Турецкий язык словарь

another
{s} öbür
another
başka

Bana başka bir kamera göster. - Show me another camera.

Onu başka bir şekilde söyle. - Say it in another way.

another
bir daha

Buna bir daha bakmanı istiyorum. - I'd like you to take another look at this.

Tom resme bir daha baktı. - Tom took another look at the picture.

another
{s} farklı

Bir kelime başka dilden ödünç alındığı zaman, sık sık aynı anlama sahip olarak başlar; ancak her iki dilde de sürekli kullanımı ile, şimdi ayrı kelimeler farklı çağrışımları artırabilir. - When a word is borrowed from another language, it frequently begins by having the same meaning; but with continued use in both languages, the now separate words may accrete disparate connotations.

Bu farklı bir kelime mi yoksa aynı kelimenin başka bir hâli mi? - Is this a different word or just another form of the same word?

another
{s} bir (şey) daha: another match bir kibrit daha
another
{s} ayrı

Öncelikle, beş parasızım, ayrıca, zamanım yok. - For one thing, I'm penniless; for another, I don't have the time.

O, başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemediğinden dolayı odadan ayrılmayacak. - She won't leave the room, because she doesn't want to catch another cold.

another
{s} başka, başka bir: another time başka sefer
another
başka bir tane

Bu gömleği sevmiyorum. Bana başka bir tane göster. - I don't like this shirt. Show me another.

Bu odayı sevmiyorum. Başka bir tane alabilir miyim? - I don't like this room. May I have another one?

another
bir tane daha

Lütfen bir tane daha al. - Please take another one.

Lütfen bana başka bir tane daha gösterin. - Please show me another one.

another
{s} bir, ikinci bir: This is going to be
another
başka biri

Başka biri için yer var mı? - Is there space for another person?

Tom bir şey söyleyen fakat başka birini yapan insan türü değildir. - Tom isn't the kind of person who says one thing but does another.

another
başka (bir)
another
sair
another
bir (şey) daha
another
bir başka

Şanslı bir ruh seni terk ettiği zaman, bir başkası seni alır.Ben az önce bir iş sınavını geçtim. - When one lucky spirit abandons you another picks you up. I just passed an exam for a job.

On dakikalık bir başka yürüyüş bizi kıyıya getirdi. - Another ten minutes' walk brought us to the shore.

another
başkası

Başkası konuşuyorken sözünü kesme. - Do not interrupt when another is speaking.

Şanslı bir ruh seni terk ettiği zaman, bir başkası seni alır.Ben az önce bir iş sınavını geçtim. - When one lucky spirit abandons you another picks you up. I just passed an exam for a job.

another
diğeri

Bir gün geçti. Sonra diğeri. - One day passed. Then another.

O konuşurken çoğunlukla bir konudan diğerine atlar. - He frequently jumps from one topic to another while he is talking.

another
öbürü
another
başka birisi

Fadıl asla başka birisine zarar veremez. - Fadil can never hurt another person.

another
(sıfat) başka, öbür, ayrı, farklı, bambaşka
Английский Язык - Английский Язык
another
any or some; any different person, indefinitely; anyone else; someone else

    Расстановка переносов

    a·ny or some; a·ny dif·fer·ent person, indefinitely; a·ny·one else; some·one else

    Произношение

Избранное