Gerçek dostluk paha biçilmezdir.
 - True friendship is priceless.
Benim en iyi dostum bir kitaptır.
 - My best friend is a book.
Beni seven bir arkadaşım var.
 - I have a friend who loves me.
Üniversite arkadaşım terör karşıtı.
 - My university friend is against terror.
Japonların tanıdıklarına karşı çok cana yakın oldukları ve tanımadıklarına çok ilgisiz oldukları söyleniyor.
 - It is said that the Japanese are very friendly to those that they know, and very indifferent to those they don't.
O, bir arkadaş değil ama bir tanıdıktır.
 - He is not a friend, but an acquaintance.
Tom Mary'nin o kadar cana yakın olacağını ummuyordu.
 - Tom didn't expect Mary to be so friendly.
Erkek arkadaşım akıllı, yakışıklı, ve cana yakındır.
 - My boyfriend is smart, handsome, and friendly too.
Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil.
 - Your father's friends aren't his only supporters.
Bütün arkadaşları onun planını destekledi.
 - All his friends backed his plan.
Ben bir arkadaşa yardımcı olmaya çalışıyorum.
 - I'm trying to help a friend.
Arkadaşım, genellikle çalışmalarıyla oğluma yardımcı olur.
 - My friend usually helps my son with his studies.