anlayışı

listen to the pronunciation of anlayışı
Турецкий язык - Английский Язык

Определение anlayışı в Турецкий язык Английский Язык словарь

anlayış
understanding

Tom certainly has a better understanding of this matter than I do. - Tom'un kesinlikle bu konu ile ilgili daha iyi bir anlayışı var.

Tom and Mary have an understanding. - Tom ve Mary'nin bir anlayışı var.

anlayışı kuvvetli
quick of comprehension
anlayışı kıt
unapt
anlayışı kıt
slow of comprehension
anlayışı kıt kimse
second rater
espri anlayışı
sense of humour
espri anlayışı
sense of humor

Tom said I had no sense of humor. - Tom espri anlayışım olmadığını söyledi.

It is a pity that he has no sense of humor. - Ne yazık ki onun espri anlayışı yok.

anlayış
savvy

Tom is savvy, isn't he? - Tom anlayışlı, değil mi?

anlayış
apprehension
anlayış
percept

You're a very perceptive person. - Sen çok anlayışlı bir adamsın.

anlayış
{i} comprehension

There is a global problem of comprehension. - Küresel bir anlayış sorunu var.

anlayış
understanding, comprehension; intelligence; intellect, mind
adalet anlayışı
sense of justice
anlayış
mind
anlayış
intellect
anlayış
wit

Without a basic understanding of certain norms, communication is impossible. - Bazı normlarla ilgili temel bir anlayış olmadan, iletişim mümkün değildir.

A good sense of humor will help you deal with hard times. - İyi bir espri anlayışı zor dönemlerle başa çıkmana yardımcı olacaktır.

anlayış
perceptiveness
anlayış
perspicacity
anlayış
sense

He has no sense of right and wrong. - Onun doğru ve yanlış anlayışı yoktur.

He has no sense of humor. - Onun espri anlayışı yoktur.

anlayış
conception
anlayış
insight

Theosophy is a system of belief based on mystical insight into the nature of God and the soul. - Teosofi Tanrı ve ruhun doğasında mistik anlayışa dayalı bir inanç sistemidir.

Sentences bring context to the words. Sentences have personalities. They can be funny, smart, silly, insightful, touching, hurtful. - Cümleler kelimelere içerik getirir. Cümlelerin kişilikleri vardır. Onlar komik, akıllı, aptal, anlayışlı, dokunaklı, incitici olabilirler.

anlayış
reach
anlayış
sagacity
anlayış
grasp
anlayış
perceptivity
anlayış
sympathy
üretim anlayışı
mentality of manufacture/production
anlayış
understanding, sympathy
anlayış
intelligence, perceptiveness
anlayış
intelligence
anlayış
horizon
anlayış
sensibility
anlayış
intellect, mind
anlayış
percipience
anlayış
discernment
anlayış
understanding, comprehension
anlayış
cognizance
anlayış
mentality
anlayış
nous
anlayış
percipient
anlayış
prehension
anlayış
bearings
anlayış
consciousness
anlayış
flair
anlayış
perceptive

You're a very perceptive person. - Sen çok anlayışlı bir adamsın.

anlayış
intellection
ekip anlayışı
team mentality
espri anlayışı
humour [Brit.]
espri anlayışı
humor

Our teacher has a wonderful sense of humor. - Öğretmenimizin harika bir espri anlayışı var.

He kept his sense of humor until the day he died. - Öldüğü güne kadar espri anlayışını sürdürdü.

espri anlayışı olmayan
humourless
espri anlayışı olmayan
humorless
espri anlayışı olmayan
humourless [Brit.]
estetik anlayışı
sense of aesthetics
görev anlayışı
sense of duty

He did it out of a sense of duty. - O bunu görev anlayışı dışında yaptı.

görev anlayışı olmayan
undutiful
güzellik anlayışı
sense of beauty
mizah anlayışı
sense of humour
sorumluluk anlayışı
sense of obligation
ticaret anlayışı
mercantilism
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение anlayışı в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Anlayış
(Osmanlı Dönemi) İCTİHAD
Anlayış
(Osmanlı Dönemi) ZİHNİYYET
anlayış
Anlama yeteneği, feraset, izan, zekâ
anlayış
Ayırıcı bir nitelik olmak bakımından görüş, zihniyet
anlayış
Hoş görme, hâlden anlama
anlayış
Anlama işi veya biçimi, telakki, zihniyet: "Ama doğrusu Hugo'yu artık uzun uzun okuyamıyoruz, onun şiiri, şiir anlayışı bizden çok uzaklaştı."- N. Ataç
anlayış
Anlama işi veya biçimi, telâkki, zihniyet