anfallend

listen to the pronunciation of anfallend
Английский Язык - Турецкий язык

Определение anfallend в Английский Язык Турецкий язык словарь

arising
türeyen
arising
(Kanun) doğan
arising
yükselme
accruing
{i} gerçekleşme
accruing
{f} gerçekleş
attacking
{i} saldırış
attacking
{f} saldır

Müttefik kuvvetleri batıdan saldırıyorlardı. - Allied forces were attacking from the west.

Haberlerde sahiplerine saldıran evcil hayvanlar hakkında bazı hikayeler vardı. - There have been some stories in the news about pets attacking their owners.

coming up
geliyor

Hayatımın en zor akademik sınavı geliyor. Akışkanlar mekaniği. - The hardest academic exam of my life is coming up. Fluid Mechanics.

Tom üst kata geliyor. - Tom is coming upstairs.

attacking
{i} saldırma

Libya'ya saldırmak ciddi bir hataydı. - Attacking Libya was a serious mistake.

Fadıl, Leyla'ya saldırmaya başladı. - Fadil started attacking Layla.

attacking
(isim) saldırma
attacking
(Askeri) TAARRUZA GEÇİYORUM !": Hava önlemesinde "Belirtilen silahla taarruza geçiyorum! anlamına gelen bir terim. (Büyüklük de belirtilebilir)
Немецкий Язык - Английский Язык
aggressing
croping up
accruing
attacking
arising
coming up