Onun iş ilişkileri iyi durumda.
- His business affairs are in good shape.
Hükümet sivil ilişkilerden zarar görüyor.
- A government suffers from civil affairs.
Çok ihtiraslı bir aşk macerasıydı.
- It was a very passionate love affair.
Onun bu işle ile hiçbir bağlantısı yoktur.
- He has no connection with this affair.
Onun işlerine karışmayın.
- Don't meddle in his affairs.
Entrika çevirmedin mi?
- Aren't you intrigued?
Bu, entrika, aşk, ihanet ve sırlarla dolu bir hikaye.
- This is a story full of intrigue, love, betrayal and secrets.
Onlar olayı araştıracak.
- They are going to investigate the affair.
Olaydan duyduğu üzüntüyü ifade etti.
- He expressed regret over the affair.
Bütün bu mesele bana bir baş ağrısı veriyor.
- This whole affair is giving me a headache.
Bütün mesele hakkında gizemli bir hava vardı.
- There was an air of mystery about the whole affair.
İş hakkında konuşmak ister misin?
- Do you want to talk about the affair?
Olay hakkında konuşmak istemiyor musun?
- Don't you want to talk about the affair?
Dış ilişkiler hakkında çok şey bilir.
- He knows a lot about foreign affairs.