The men achieved their objectives.
 - Erkekler amaçlarına ulaştı.
Making money is his main purpose in life.
 - Para kazanmak hayatındaki asıl amaçtır.
Atomic energy can be utilized for peaceful purposes.
 - Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.
The men achieved their objectives.
 - Erkekler amaçlarına ulaştı.
Education aims to develop potential abilities.
 - Eğitim potansiyel yeteneklerini geliştirmeyi amaçlamaktadır.
We have achieved all our aims.
 - Biz tüm amaçlarımıza ulaştık.
We always have to make efforts to reach our goals.
 - Amaçlarımıza ulaşmak için her zaman çaba harcamak zorundayız.
I admit that, without him, those ten years of my life would have been empty and without goals.
 - İtiraf ediyorum, o olmadan yaşamımın bu on yılı boş ve amaçsız olurdu.
Their intentions are obvious.
 - Onların amaçları açıktır.
I need to know your intentions.
 - Amaçlarını bilmem gerekiyor.
They will have achieved their goal.
 - Onlar amaçlarına ulaştılar.
We're here for a good cause.
 - Burada iyi bir amaç için buradayız.
What's the point in doing that?
 - Onu yapmada amaç nedir?
With all due respect, I think they both had valid points.
 - Kusura bakmayın ama, onların her ikisinin mantıklı amaçları var.
Their intentions are obvious.
 - Onların amaçları açıktır.
I need to know your intentions.
 - Amaçlarını bilmem gerekiyor.
Atomic energy can be used for peaceful ends.
 - Atom enerjisi barışçıl amaçlar için kullanılabilir.
This room is used for various purposes.
 - Bu oda birçok amaçla kullanılır.
The site is used for military purposes.
 - Alan askeri amaç için kullanılır.
Truth is a goal, not a destination.
 - Gerçek, bir hedef değil, amaçtır.
Tom and Mary finally reached their destination.
 - Tom ve Mary sonunda amaçlarına ulaştılar.
It wasn't designed for that purpose.
 - Bu, o amaç için tasarlanmadı.
Many people drift through life without a purpose.
 - Pek çok insan amaçsızca hayatın içinde sürükleniyor.
I've been meaning to fix that leak.
 - O sızıntıyı gidermeyi amaçlıyorum.