am ältesten

listen to the pronunciation of am ältesten
Английский Язык - Турецкий язык

Определение am ältesten в Английский Язык Турецкий язык словарь

eldest
{s} (yaşça) en büyük
eldest
en yaşlı

Fatima sınıfımızdaki en yaşlı öğrencidir. - Fatima is the eldest student in our class.

O sınıfında en yaşlıdır. - He is the eldest in his class.

eldest
yaşça en büyük
eldest
en büyük

Fatma sınıfımızdaki en büyük öğrencidir. - Fatima is the eldest student in our class.

En büyük çocuk olmak kolay değil. - It's not easy being the eldest child.

eldest
büyük

Fatma sınıfımızdaki en büyük öğrencidir. - Fatima is the eldest student in our class.

Dikkat, bilgeliğin büyük kızıdır. - Caution is the eldest daughter of wisdom.

oldest
büyük

Tom'un en büyük oğluyla kesinlikle sorunları var. - Tom definitely had problems with his oldest son.

En büyük erkek evladın kaç yaşında? - How old is your oldest son?

oldest
en yaşlı

Büyükannem bu kasabada en yaşlıdır. - My grandmother is the oldest in this town.

Hem Facebook'un hem de Twitter'ın en yaşlı üyesi olan Ivy Bean, 104 yaşında öldü. - Ivy Bean, the oldest user of both Facebook and Twitter, died at 104.

oldest
{s} en eski

Bu, Boston'un en eski restoranıdır. - This is Boston's oldest restaurant.

Peterhouse Cambridge'in 33 kolejinin en eskisidir. - Peterhouse is the oldest of the 33 colleges of Cambridge.

Немецкий Язык - Английский Язык
oldest
eldest