My lower left back tooth hurts.
- Benim sol alt arka dişim ağrıyor.
Tom squatted down to put something on the lower shelf.
- Tom alt rafa bir şey koymak için çömeldi.
Alchemists tried to turn base metals such as lead into gold.
- Simyagerler kurşun gibi baz metalleri altına dönüştürmeye çalıştı.
Alchemists tried to transmute base metals into gold and silver.
- Simyagerler adi metalleri altına ve gümüşe dönüştürmeye çalıştılar.
He hid his toys under the bed.
- Oyuncaklarını yatağın altına sakladı.
These games are listed under the adult category.
- Bu oyunlar yetişkin kategorisi altında listelenmiş.
The lower lip is bigger than the upper lip.
- Alt dudak, üst dudaktan daha büyüktür.
My lower left back tooth hurts.
- Benim sol alt arka dişim ağrıyor.
The footnotes are at the bottom of the page.
- Dipnotlar sayfanın alt kısmındadır.
They were playing footsie under the table.
- Onlar masa altından ayakla birbirlerini taciz ediyorlardı.
For that reason, temporary workers are working under inferior conditions.
- Bu yüzden, geçici işçiler kötü şartlar altında çalışıyorlar.
Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations.
- Doğru olan cümleleri değiştirmeyiniz. Bunun yerine, doğal-görünen alternatif çeviriler önerebilirsiniz.
It is important that a lawyer should leave no stone unturned even on minor points and harp on the same subject to achieve a break through in an impasse.
- Bir avukatın zor bir durumda küçük konularda bile her taşın altına bakması ve aynı konuda sonuca ulaşmak için ısrarla belirtmesi önemlidir.
Crossrail is one of Europe's largest infrastructure construction projects.
- Crossrail, Avrupa'nın en büyük altyapı inşaatı projelerinden biridir.
She wants to invest in our company's infrastructure.
- O bizim şirketimizin altyapısına yatırım yapmak istiyor.
I live on the bottom floor.
- Ben alt katta yaşıyorum.
Sign at the bottom, please.
- Alt tarafı imzalayın lütfen.
Underneath we wrote the names of the students in our class.
- Altına bizim sınıftaki öğrencilerin adlarını yazdık.
The mouse ran underneath the bed.
- Fare yatağın altına kaçtı.
That upset all our plans.
- O, bütün planlarımızı alt üst etti.
You've upset my life.
- Hayatımı alt üst ettin.