Onun fikri muhtemelen kabul edilecek.
- His opinion will probably be accepted.
Yarın muhtemelen kar yağacak.
- Probably it will snow tomorrow.
Bu kış galiba çok soğuk olacak.
- This winter will probably be very cold.
Galiba sen bugün söylediğim bir sözü anlamıyorsun.
- You probably don't understand a word I'm saying today.
Eğer kahvaltı yapmazsanız, büyük olasılıkla sabah acıkırsınız ve işinizde önceki gibi verimli olmazsınız.
- If you don't eat breakfast, you'll probably be hungry during the morning and won't be as efficient at work as you could be.
Tom büyük olasılıkla haklıydı.
- Tom was probably right.
O büyük olasılıkla başarısız olacak.
- He will probably fail.
Fakat büyük olasılıkla sonuncu olacağım, bu acınacak bir durum.
- But probably I'll be the last, which is a pity.
Belki de Tom'a bu soruyu sormamalıydım.
- I probably shouldn't have asked Tom that question.
Belki de Tom'a bunu yapmak istemediğini söylemen gerekir.
- You should probably tell Tom you don't want to do that.