Avusturya'nın da müttefikleri vardı.
- Austria had allies, too.
Müttefikler hiç boşa zaman harcamadı.
- The Allies wasted no time.
Mary başarılı olmasına yardım etmek için bir dost istiyor.
- Mary wants an ally to help her succeed.
Tom şirkette benim dostumdur.
- Tom is my ally at the company.
Fadıl ya sizin en iyi müttefikiniz ya da en kötü düşmanınız olabilir.
- Fadil can either be your best ally or your worst enemy.
Bir düşmanın bir düşmanı mutlaka bir müttefik değildir.
- An enemy of an enemy is not necessarily an ally.
Onlar müttefikleri destekledi.
- They supported the Allies.
Müttefikler denizde kazanıyorlardı.
- The Allies were winning at sea.
... is not building a bomb and with our allies and partners were engaged in ...
... These powerful potential allies ...