alkışçı

listen to the pronunciation of alkışçı
Турецкий язык - Английский Язык
applauder, clapper
alkış
{i} applause

Tom certainly deserves a round of applause. - Tom kesinlikle bir tur alkış hak ediyor.

The audience members reacted to the speaker with applause. - Seyirciler alkışlarla konuşmacıya tepki gösterdi.

alkışçı topluluğu
claque
alkış
cheer

The crowd cheered again. - Kalabalık yine alkışladı.

They cheered the young Americans. - Onlar genç Amerikalıları alkışladılar.

alkış
acclamation
alkış
{i} clapping

Why is everyone clapping? - Neden herkes alkışlıyor?

Tom stopped clapping. - Tom alkışlamayı durdurdu.

alkış
{i} hand

Tom clapped his hands together. - Tom elleriyle alkışladı.

The crowd gave the winner a big hand. - Kalabalık kazananı coşkuyla alkışladı.

alkış
{i} clap

They did not clap for us. - Onlar bizi alkışlamadılar.

A few people clapped after his lecture. - Onun konferansından sonra birkaç kişi alkışladı.

alkış
accolade
alkış
applauding
alkış
plaudit
alkış
plaudits
alkış
applause, clap, acclamation
alkış
acclaim

They acclaimed him emperor. - Onu alkışlarla imparator ilan ettiler

The audience acclaimed the actors for their performance. - Seyirci, performansları için oyuncuları alkışladı.

alkış
cheering

I could hear everybody cheering. - Herkesin alkışladığını duyabiliyordum.

alkış
eclat
alkış
handclap
alkış
clp
alkışçılar
claque
Турецкий язык - Турецкий язык
Alkışlayan kimse
Şakşakçı, dalkavuk, yüze gülücü, yağcı kimse
ALKIŞ
(Osmanlı Dönemi) Tar: Padişahlarla vezirlerin kadirlerini yükseltmek maksadıyla yapılan merasim hakkında kullanılan bir tabir
Alkış
çipik
alkış
Bir şeyin beğenildiğini, onaylandığını anlatmak için el çırpma, alkışlama