Tom yapmak için başladığı işi başarmış gibi görünüyor.
 - Tom appears to have achieved what he set out to do.
O, büyük planlar başarmak üzereydi.
 - He was about to achieve great plans.
Önceden başardiğımız yarın başarabileceğimiz ve başarmak zorunda olduğumuz için bize ümit verir.
 - What we've already achieved gives us hope for what we can and must achieve tomorrow.
Harika bir şey elde etmek istiyorum.
 - I want to achieve something great.
Elde etmek neredeyse imkânsızdır.
 - It's almost impossible to achieve.
O bir atılımı gerçekleştirmek için yeteneğini berbat bir şekilde abarttı.
 - He badly exaggerated his ability to achieve a breakthrough.
Böylesine bir mükemmelliğe ulaşmak için ne kadar süre eğitim gördün?
 - How long did you train in order to achieve such perfection?
Bir avukatın zor bir durumda küçük konularda bile her taşın altına bakması ve aynı konuda sonuca ulaşmak için ısrarla belirtmesi önemlidir.
 - It is important that a lawyer should leave no stone unturned even on minor points and harp on the same subject to achieve a break through in an impasse.
İşinde neyi başarmak istiyorsun?
 - What do you want to achieve in your work?
Önceden başardiğımız yarın başarabileceğimiz ve başarmak zorunda olduğumuz için bize ümit verir.
 - What we've already achieved gives us hope for what we can and must achieve tomorrow.
Tom yapmak için başladığı işi başarmış gibi görünüyor.
 - Tom appears to have achieved what he set out to do.
Tom ve Mary, yeni tekniği kullanarak dikkat çekici sonuçlar elde ettiler.
 - Tom and Mary have achieved remarkable results using their new technique.
Tom zaten hedeflerinin birçoğunu elde etti.
 - Tom has already achieved many of his goals.