Tom asla ağzını birşeyi şikayet etmeden açmaz.
 - Tom never opens his mouth without complaining about something.
Yarın sabah Tom'un birşeyler yapmasına yardım etmeliyim.
 - I have to help Tom do something tomorrow morning.
O, oryantal sanatında birazcık uzmandır.
 - He is something of an expert on oriental art.
Bu biraz farklı bir şeydi ve beraber takıldığım insanlar bunlardan takıyordu.
 - It's something a bit different and the people I was hanging around with wore them.
Neden parka falan gitmiyoruz?
 - Why don't we go to the park or something?
Bir pizza falan sipariş edebiliriz.
 - We could order a pizza or something.
Sana önemli bir şey söylemek üzereyim.
 - I'm about to tell you something important.
Önemli bir şey biliyor gibi görünüyor.
 - She seems to know something important.
Olağanüstü bir şey görmek istiyor musun?
 - Do you want to see something extraordinary?
Sana küçük bir şey getirdim.
 - I've brought you a little something.
Tatlı bir şey istiyorum.
 - I want something sweet.
She has a certain something.