Yalan söylemek iyi değildir.
 - It is not good to tell a lie.
Yalan söylemek yanlıştır.
 - It is wrong to tell lies.
Şehir Londra'nın doğusuna uzanmaktadır.
 - The city lies east of London.
Birkaç dakika uzanmak istiyorum.
 - I want to lie down for a few minutes.
İşte sorun burada yatmaktadır.
 - That's where the problem lies.
Ben yatmak istiyorum.
 - I'd like to lie down.
Konumunu yitirdi çünkü yalan söylemekten kaçınmıştı.
 - He lost his position just because he refused to tell a lie.
Ayılar uyuduğunda ya da uzandığında onların duruşları ısıdan kurtulmak ya da onu korumak isteyip istemediklerine bağlıdır.
 - When bears sleep or lie down, their postures depend on whether they want to get rid of heat or conserve it.
Köpeğim sık sık çimene uzanır.
 - My dog often lies on the grass.
Çocukken çimin üstünde sırtüstü uzanır beyaz bulutlara bakardım.
 - As a boy, I used to lie on my back on the grass and look at white clouds.
Nagoya Tokyo ve Osaka arasında yer almaktadır.
 - Nagoya lies between Tokyo and Osaka.
Alman Alpleri'nde ağaçların bittiği yer yaklaşık 1800 metre yükseklikte yer almaktadır.
 - The treeline in the German alps lies at an elevation of about 1800 meters.