Tom bana bağırmak zorunda değildi.
- Tom didn't have to yell at me.
Fazla bağırmaktan sesim kısıldı.
- I am hoarse from yelling so much.
Bağırmak istemiyorum.
- I don't want to shout.
Bağırmak zorunda değilsin.
- You don't have to shout.
Tom bana bağırmak zorunda değildi.
- Tom didn't have to yell at me.
Fazla bağırmaktan sesim kısıldı.
- I am hoarse from yelling so much.
Bağırmaktan sesleri kısıldı.
- They were all hoarse from shouting.
Bilgisayarınıza bağırmak işe yaramaz.
- Shouting at your computer will not help.
Bağırmaktan sesleri kısıldı.
- They were all hoarse from shouting.
Sesinin çıktığı kadar bağırdı.
- He shouted at the top of his voice.
Bağırmaktan sesleri kısıldı.
- They were all hoarse from shouting.
Birinin bağırdığını duyduk.
- We heard somebody shout.
Zirveye vardığımızda hepimiz çığlık attık.
- When we reached the summit, we all yelled out into the void.
Dan çığlık atıp bağırıyordu.
- Dan was screaming and yelling.
Tom çığlık atıyordu ve bağırıyordu.
- Tom was screaming and yelling.
Dan çığlık atıp bağırıyordu.
- Dan was screaming and yelling.
Man at the bar cos it was his shout.
... I'D LIKE TO ALSO SEND A SHOUT OUT TO ABNER JOHNSON. ...