Eve geri gitmek istemiyorum. Bir partiye katılmak istiyorum.
 - I don't want to go back home. I want to party.
Dan ve Linda bir partiye katılmak için plaja gittiler.
 - Dan and Linda went to the beach to attend a party.
Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
 - Who was at the party beside Jack and Mary?
Tom'un yanına gitmemizi ve ona partiye hazırlanması için yardım etmemizi öneriyorum.
 - I suggest we go over to Tom's and help him get ready for the party.
Keşke seninle birlikte partiye gelebilsem.
 - I wish I could go to the party with you.
Sürpriz oldu, Tom partimize Mary ile birlikte geldi.
 - To our surprise, Tom came to our party with Mary.
Trang'in partisi bir cenaze sonrasında olduğu kadar eğlenceliydi.
 - Trang's party was as fun as a funeral wake.
Tom kesinlikle partimizi daha eğlenceli yapmak için yardım etti.
 - Tom certainly helped make our party more fun.
Partiye davet edilmedik.
 - We were not invited to the party.
Biz onu akşam yemeği partisine davet ettik.
 - We invited him to the dinner party.