a section of a document

listen to the pronunciation of a section of a document
Английский Язык - Турецкий язык

Определение a section of a document в Английский Язык Турецкий язык словарь

part
parça

Ölüm hayatın tamamlayıcı bir parçasıdır. - Death is an integral part of life.

Müzik, hayatımın önemli bir parçasıdır. - Music is an important part of my life.

part
kısım

Onun bazı kısımları üzerinde anlaşamadı. - They could not agree on some parts of it.

Bu teori üç kısımdan oluşur. - This theory consists of three parts.

part
taraf

Polis onu suçun bir taraftarı olarak görüyordu. - The police regarded him as a party to the crime.

Üçüncü bir taraf olarak pozisyon almaya niyetliyim. - I intend to take my position as a third party.

part
kısmen

Üzgünüm. Ben bunun için kısmen sorumluyum. - I'm sorry. I'm partly responsible for it.

Kısmen sizinle aynı fikirdeyim. - I partly agree with you.

part
yarı

Yarın partiye gelecekmisin? - Will you come to the party tomorrow?

Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır. - Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.

part
ekseriya
part
görev

Tom zaten görevini yaptı. - Tom has already done his part.

Topluma yardımcı olmak için görevimi yapmaya çalışıyorum. - I try to do my part to help the community.

part
yan

Japonca öğrenmenin zor yanı nedir? - What is the hard part of learning Japanese?

Yandaki ev biraz gürültülü. Onların parti yapıp yapmadıklarını merak ediyorum. - The house next door is a bit loud. I wonder if they're throwing a party.

part
{f} ayır

İş ortakları olarak on yıl sonra, yollarını ayırmaya karar verdiler. - After ten years as business partners, they decided to part ways.

Tom parti için üç yüz dolarlık bütçe ayırdı. - Tom budgeted three hundred dollars for the party.

part
fasıl
part
ayrılmak

Ondan ayrılmak zorunda olduğu gün sonunda geldi. - The day came at last when he had to part from her.

Niçin ayrılmak istediğine dair fikrim yok. - I have no idea why you want to part with that.

part
{f} parçalanmak, ayrılmak; bölünmek
part
{f} tarakla ayırmak
part
(ial) parça (lı), kısmi
part
(fiil) ayırmak, tarakla ayırmak, ayrılmak, kopmak, elden çıkarmak
part
{i} parça, bölüm, kısım
part
{i} katkı. z. kısmen
part
{i} hisse, pay
Английский Язык - Английский Язык
part

Please turn to Part I, Chapter 2.

a section of a document

    Расстановка переносов

    a sec·tion of a do·cu·ment

    Турецкое произношение

    ı sekşın ıv ı däkyument

    Произношение

    /ə ˈseksʜən əv ə ˈdäkyo͞oment/ /ə ˈsɛkʃən əv ə ˈdɑːkjuːmɛnt/
Избранное