Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
 - This factory manufactures automobile parts.
Müzik, hayatımın önemli bir parçasıdır.
 - Music is an important part of my life.
Onun bazı kısımları üzerinde anlaşamadı.
 - They could not agree on some parts of it.
Tayland'da ülkenin bazı kısımları pirinç yetiştirmek için şimdiden aşırı kuru hale geldi.
 - In Thailand it has already become too dry to grow rice in some parts of the country.
Üçüncü bir taraf olarak pozisyon almaya niyetliyim.
 - I intend to take my position as a third party.
Onların tarafında bir hataydı.
 - It was a mistake on their part.
Üzgünüm. Ben bunun için kısmen sorumluyum.
 - I'm sorry. I'm partly responsible for it.
Bu yol deprem sonucu kısmen yıkıldı.
 - This road was partly destroyed in consequence of the earthquake.
Yarın arkadaşım için doğum günü partisi vereceğim.
 - I'm going to give a birthday party for my friend tomorrow.
Çocuğunuzun doğumundan sonra işinizi yarım gün yapmalısınız.
 - After the birth of your child, you should make your work part-time.
Tom zaten görevini yaptı.
 - Tom has already done his part.
Görevimi yapmayı planlıyorum.
 - I plan on doing my part.
Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
 - Who was at the party beside Jack and Mary?
Yandaki ev biraz gürültülü. Onların parti yapıp yapmadıklarını merak ediyorum.
 - The house next door is a bit loud. I wonder if they're throwing a party.
İş ortakları olarak on yıl sonra, yollarını ayırmaya karar verdiler.
 - After ten years as business partners, they decided to part ways.
Bu cihazlar özellikle yüksek kaliteli işçilikle ayırt edilir.
 - These devices are distinguished by particularly high-quality workmanship.
Niçin ayrılmak istediğine dair fikrim yok.
 - I have no idea why you want to part with that.
Ondan ayrılmak zorunda olduğu gün sonunda geldi.
 - The day came at last when he had to part from her.