O, deri eşyalar alır ve satar.
 - He buys and sells leather goods.
Ayakkabılar, deriye benzeyen yumuşak bir malzemeden yapıldı.
 - The shoes were made of some soft stuff that looked like leather.
Bu çanta deriden yapılmıştır.
 - This bag is made of leather.
O, bana deriden yapılmış bir çanta verdi.
 - She gave me a bag made of leather.
Benim bir zarfa, bir parça kağıda ve kurşun kaleme ya da bir dolma kaleme ihtiyacım var.
 - I need an envelope, a piece of paper, and a pencil or a pen.
Ben bir parça bagaj satın aldım.
 - I bought a piece of baggage.