Onun küçük bir çerçevesi vardır.
- He has a small frame.
Onlar pencere çerçevelerini sarıya boyadı.
- They painted the window frames yellow.
Yapı, çelik iskelet üzerine betondan yapılacaktır.
- The building will be made of concrete on a steel framework.
Onun dev gibi yapısı tarafından cüceleştim.
- I was dwarfed by his gigantic frame.
Benim bir zarfa, bir parça kağıda ve kurşun kaleme ya da bir dolma kaleme ihtiyacım var.
- I need an envelope, a piece of paper, and a pencil or a pen.
Tom kız kardeşine bir parça kek kesti.
- Tom cut his sister a piece of cake.