Tom kötü bir şahıs değil.
 - Tom isn't a bad person.
Hiçbir şey bir şahıs olmak kadar zor değil.
 - Nothing is as difficult as becoming a person.
Sen yaşayabileceğin herhangi biriyle evlenme - sen onsuz yaşayamayacağın kişiyle evlen.
 - You don't marry someone you can live with — you marry the person whom you cannot live without.
Kilo almak, kişisel gelişimin en kolay metodudur.
 - Weight increase is the easiest method for personal development.
Ken öfkesini kolayca kaybeden insan tipi değildir.
 - Ken is not the type of person who loses his temper easily.
O tür şeyi ne tip insan yapardı?
 - What sort of person would do that kind of thing?
Yalnızca her birey ona karşı harekete geçmeye karar verirse, AIDS durdurulabilir.
 - AIDS can be stopped only if every person decides to take action against it.
Din çok bireyseldir. Neredeyse herkesin gerçekten kendi dini vardır. Dindeki bütünlük bir kurnazlıktır.
 - Religion is very personal. Practically everyone has really his own religion. Collectivity in religion is an artifice.
Arabada bir kişilik yer vardı.
 - There was room for one person in the car.
Japonya'ya gitmek istemeyi tercih etmemin sebebi onların çalışkan ve dürüst kişilikleridir.
 - The reason I prefer to go to Japan is that the people in Japan are hardworking and have honest personalities.
Tom sempatik bir adam.
 - Tom is a likeable person.
Tom sempatik bir adam.
 - Tom is an agreeable person.
O kadar kötü birisi ki kimse ondan hoşlanmaz.
 - He is such a bad person that everybody dislikes him.
Kimse paranın çoğunu katkıda bulunan kişinin Tom olduğunu bilmiyordu.
 - Nobody knew that Tom was the person who contributed most of the money.
Ben dürüst bir insanım.
 - I am an honest person.
Sen kötü bir insansın.
 - You are a mean person.
Bizzat git ve onunla görüş.
 - Go and see him in person.
O oraya bizzat gitti.
 - He went there in person.