Tom'un kalbini kırmak istemediğini biliyorum.
 - I know you don't want to hurt Tom.
Biz onun kalbini kırmak istemiyorduk.
 - We didn't mean to hurt him.
Ona gerçekleri söylemedim çünkü duygularını yaralamaktan korktum.
 - I didn't tell him the truth because I was afraid of hurting his feelings.
Tom seni incitmek istemediğini fakat buraya tekrar gelirsen, seni döveceğini söyledi.
 - Tom said that he doesn't want to hurt you, but if you come around here again, he'll beat you up.
Biz onun duygularını incitmekten korktuk.
 - We were afraid that we might hurt his feelings.
Binlerce insan öldürüldü veya yaralandı
 - Thousands were killed or wounded.
Tom hastaneden serbest bırakıldı, ama ateşli silah yarası hâlâ iyileşiyordu.
 - Tom had been released from the hospital, but he was still recovering from the gunshot wound.
Tom'un canını acıtmak istediğimi mi düşünüyorsunuz?
 - Do you think I want to hurt Tom?
Benim dişlerimden biri acıyor.
 - One of my teeth hurts.
Sabun gözlerimi acıttı.
 - The soap hurt my eyes.
Tom bir trafik kazasında yaralandı.
 - Tom was hurt in a traffic accident.
Başka kimse yaralandı mı?
 - Was anybody else hurt?
Tom asla senin canını yakmak istemezdi.
 - Tom would never want to hurt you.
Yapmak istediğim son şey Tom'un canını yakmaktır.
 - The last thing I'd ever want to do is hurt Tom.
Yaralı olmadığına memnun oldum.
 - I'm glad you weren't hurt.
Tom'un yaralı olduğunu anlıyorum.
 - I understand that Tom is hurt.
Haydi, Joe. Sadece bir bardak bira zarar vermez.
 - Come on, Joe. Just a glass of beer won't hurt.
Tom Mary'nin duygularına zarar vermek niyetinde değildi.
 - Tom didn't intend to hurt Mary's feelings.
İncinmekten korkuyorsun, değil mi?
 - You're scared of being hurt, aren't you?
İncinmekten korkar mısın?
 - Are you afraid of getting hurt?
Tom Mary'nin duygularına zarar vermek niyetinde değildi.
 - Tom didn't intend to hurt Mary's feelings.
Neden Tom Mary'ye zarar vermek istiyor?
 - Why would Tom want to hurt Mary?
Tom'un canını acıtmak istediğimi mi düşünüyorsunuz?
 - Do you think I want to hurt Tom?
Yapmak istediğim son şey Tom'un canını yakmaktır.
 - The last thing I'd ever want to do is hurt Tom.
Tom asla senin canını yakmak istemezdi.
 - Tom would never want to hurt you.
Arkadaşım bir yaralanmadan dolayı öldü.
 - My friend died from a wound.
Biz onun kalbini kırmak istemiyorduk.
 - We didn't mean to hurt him.
Onun duygularını kırmak istemiyorum.
 - I don't want to hurt her feelings.
Jimmy bir trafik kazasında yaralandı.
 - Jimmy was hurt in a traffic accident.
Başka hiç kimse yaralanmadı.
 - Nobody else got hurt.
Altı yüz bin asker öldürüldü veya yaralandı.
 - Six hundred thousand men were killed or wounded.
Birçok Birliki askeri öldürüldü veya yaralandı.
 - Many Union soldiers were killed or wounded.
Tom hiç gücenmiş değildi.
 - Tom wasn't hurt at all.
Eğer dikkatli olmazsan, kendini inciteceksin.
 - You will hurt yourself if you're not careful.
Birbirimizi anlamaya çalışarak yakınlaşırız fakat sadece birbirimizi incitiriz ve ağlarız.
 - We get closer, trying to understand each other, but just hurt each other and cry.
Tom'un duyguları kırgındı.
 - Tom's feelings were hurt.
Ben kırgın ve üzgündüm.
 - I was hurt and upset.
Mary Tom'un davranışını incitici buldu.
 - Mary found Tom's attitude hurtful.
Cümleler kelimelere içerik getirir. Cümlelerin kişilikleri vardır. Onlar komik, akıllı, aptal, anlayışlı, dokunaklı, incitici olabilirler.
 - Sentences bring context to the words. Sentences have personalities. They can be funny, smart, silly, insightful, touching, hurtful.
... and it's hurt the ' it's hurt the economy. Let me give you an example. Dodd- Frank was ...
... MR. ROMNEY: I will make sure we don't hurt the functioning of our ' of our marketplace ...