Bu geçerli bir bakış açısıdır.
 - This is a valid point of view.
Biletler, alındığı gün de dahil olmak üzere sadece iki gün geçerlidir.
 - Tickets are valid for just two days, including the day they are purchased on.
Doğrulama yöntemi Bowling'in raporlarına da dayanıyordu.
 - The validation methodology was based also on Bowling's reports.
Yeni sürümü bir giriş doğrulamak için yüz tanıma yazılımı kullanır.
 - The newest version uses facial-recognition software to validate a login.
Sizin iddianızın hiçbir geçerliliği yoktur.
 - Your argument has no validity.
Toplumsal cinsiyet kimliği bozukluğunun geçerliliği siyasette son derece tartışmalı bir hal almıştır.
 - The validity of gender identity disorder has become highly controversial in politics.
Şikayetimin yasal olduğunu düşünüyorum.
 - I think my complaint is valid.
Kusura bakmayın ama, onların her ikisinin mantıklı amaçları var.
 - With all due respect, I think they both had valid points.