aşağıdan

listen to the pronunciation of aşağıdan
Турецкий язык - Английский Язык
from below
beneath
below

You are from below; I am from above. You are of this world; I am not of this world. - Siz aşağıdansınız; Ben yukarıdanım. Siz bu dünyadansınız; Ben bu dünyadan değilim.

aşağı
below

We saw a lake far below. - Biz çok aşağıda bir göl gördük.

The reason why we cannot support his view will be given below. - Onun görüşünü destekleyememizin nedeni aşağıda verilecektir.

aşağı
down

We asked him on the interphone if he could come downstairs quickly. - Çabucak aşağıya gelip gelemiyeceğini içhaberleşmede ona sorduk.

Tom ran down the stairs. - Tom merdivenlerden aşağıya koştu.

aşağıdan almak
to ingratiate oneself, adopt a humble attitude
aşağıdan almak
to sing small, to climb down
aşağıdan vurarak
underarm
aşağıdan vurulan
underhand
aşağıdan vurulan
performed with the arm below the height of the shoulder and the palm of the hand facing forward
aşağı
inferior

The bad thing about inferiority complexes is that the wrong people have them. - Aşağılık kompleksleri hakkında kötü şey onlara yanlış insanların sahip olması.

He has an inferiority complex. - Onun bir aşağılık kompleksi var.

aşağı
minus
aşağı
lowly
aşağı
lower

Hanover is the capital of Lower Saxony. - Hannover Aşağı Saksonya'nın başkentidir.

The actual price was lower than I had thought. - Gerçek fiyat düşündüğümden daha aşağıdaydı.

aşağı
hedge
aşağı
inferior to

There is no reason for you to feel inferior to anyone. - Birinden daha aşağıda olduğunu hissetmek için hiçbir neden yoktur.

aşağı
de
aşağı
second
aşağı
bottom

He examined it from top to bottom. - Onu baştan aşağı inceledi.

Tom found the wallet he thought he'd lost after searching the house from top to bottom. - Evi baştan aşağı aradıktan sonra Tom, kaybettiğini düşündüğü cüzdanı buldu.

aşağı
less

This book costs more or less 20 euros. - Bu kitap aşağı yukarı 20 avroya mâl oldu.

Tom and Mary are more or less the same weight. - Tom ve Mary aşağı yukarı aynı ağırlıktalar.

aşağı
(Bilgisayar) move down

We saw the parade move down the street. - Geçit töreninin caddeden aşağıya doğru ilerlediğini gördük.

aşağı
de-
aşağı
nether
aşağı
down of
aşağı
down on

The children started bouncing up and down on the couch. - Çocuklar kanapenin üstünde yukarı aşağı sıçramaya başladı.

The victim's body was lying face down on the rug. - Kurbanın vücudu halı üzerinde yüzü aşağıya bakacak şekilde yatıyordu.

aşağı
down, downstairs
aşağı
poor in quality, inferior; low in value
aşağı
commonplace, common
aşağı
the lower part, bottom
aşağı
sub

You can watch movies with English subtitles using this link. - Aşağıdaki linkten, filmleri İngilizce altyazılı olarak izleyebilirsiniz.

No one should be subjected to such humiliation. - Hiç kimse böyle bir aşağılanmaya maruz bırakılmamalıdır.

aşağı
hypo
aşağı
lower, down, inferior; common, mean; less; the lower part, bottom; down, below
aşağı
infra
aşağı
the one below
aşağı
under

My chinese is far from perfect, but I can roughly understand everything he is saying. - Benim Çincem mükemmel olmaktan uzak, ama aşağı yukarı onun söylediği her şeyi anlayabiliyorum.

There was a watermill under the dam. - Barajın aşağısında bir su değirmeni vardı.

aşağı
downward
aşağı
downstairs

Let's go downstairs for dinner. - Akşam yemeği için aşağı kata inelim.

She came downstairs with a letter in her hand. - Elinde bir mektupla merdivenlerden aşağı indi.

Турецкий язык - Турецкий язык

Определение aşağıdan в Турецкий язык Турецкий язык словарь

aşağı
Değeri daha az
aşağı
Bir yere göre daha alçak yerde bulunan
aşağı
Aşağıya, yere doğru
aşağı
Eğimli bir yerin daha alçak olan yeri
aşağı
Niteliği düşük, kötü
aşağı
Daha küçük, daha az; değer yönünden daha az
aşağı
Bir şeyin alt bölümü
aşağı
Bayağı, adi
aşağı
Bir yere göre daha alçak yerde bulunan: "Aşağı katı, sakin ve daha sıcak olduğu için seçtik."- A. Gündüz
aşağı
Daha küçük, daha az
aşağı
Bir şeyin alt bölümü, yukarı karşıtı
aşağıdan
Избранное