Because it is politics that has caused this war, making the war our everyday reality.
- Savaşı gündelik gerçeklik yaparak, bu savaşa sebep olan politik görüştür.
You're making me very happy by doing that.
- Onu yaparak beni çok mutlu ediyorsun.
What do you spend most of your time doing?
- Zamanınızın çoğunu ne yaparak geçirirsiniz?
She spends over a third of her time doing paperwork.
- O, zamanının üçte birini evrak işleri yaparak geçirir.