It's too late to turn back now.
- Şimdi geri dönmek için çok geç.
We're going to have to turn back.
- Geri dönmek zorunda kalacağız.
In order to return to our era, what should we do?
- Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
He left the Mexican capital to return to Texas.
- O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.
You've got a minute to go and return.
- Gidip geri dönmek için bir dakikan var.
Her one wish was to return and see her only daughter one last time.
- Onun tek isteği, geri dönmek ve tek kızını son bir kez görmekti.
We have to turn back.
- Geri dönmek zorundayız.
We're going to have to turn back.
- Geri dönmek zorunda kalacağız.
We'll have to come back.
- Geri dönmek zorunda kalacağız.
Do you want to come back to my office?
- Ofisime geri dönmek istiyor musun?
I don't want to go back there.
- Ben oraya dönmek istemiyorum.
Do you think I'm too old to go back to school?
- Benim okula geri dönmek için çok fazla yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?
I have to get back to Boston.
- Boston'a geri dönmek zorundayım.
The last time I called her she told me that she wants to get back to Italy.
- Onu son kez aradığımda, bana İtalya'ya geri dönmek istediğini söyledi.
Tom didn't want to go back to where he was born.
- Tom doğduğu yere geri dönmek istemiyordu.
Tom had to go back the way he'd come.
- Tom geldiği yoldan geri dönmek zorunda kaldı.
Do you want to come back to my office?
- Ofisime geri dönmek istiyor musun?
If you don't want to come back, I'll understand.
- Geri dönmek istemiyorsan, anlarım.
The last time I called her she told me that she wants to get back to Italy.
- Onu son kez aradığımda, bana İtalya'ya geri dönmek istediğini söyledi.
I have to get back to Boston.
- Boston'a geri dönmek zorundayım.
The president was forced to return to Washington.
- Başkan Washington'a dönmek zorunda kaldı.
He left the Mexican capital to return to Texas.
- O Texas'a dönmek için Meksika başkentinden ayrıldı.
I think I have to go back on a diet after Christmas.
- Sanırım ben Noel'den sonra diyete geri dönmek zorundayım.
In order to return to our era, what should we do?
- Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
I want to return to work.
- İşe geri dönmek istiyorum.
It's too late to turn back.
- Geri dönmek için çok geç.
We have to turn back.
- Geri dönmek zorundayız.
If finding a beautiful girl for the first time was hard, this time it was at the exact opposite end of the spectrum.